18 Şubat 2010 Perşembe

Tapınak Şövalyeleri


New Orleans cafe den canlı yayın...
18 Şubat 2010
Uzun bir gün. Dünden yapılan planlar sonucu bugün tapınaklar gezilecek. Erken uyanış, güzel bir kahvaltıdan sonra rastgele bir taksiye biniş. Taksici ile 3-5 muahabbet sonrası tapınak rotamız belirlendi. Bugün üç tapınak gezilecek. İlk Katmandu merkezindeki Durbar Square ( bu durbar square lerden 3 adet var Katmandu da.Hepsi gezilecek) Bizimkilerle buradan sonraki rotada buluşulacak, saatler sabahtan ayarlandı, taksici bu konuda bilgilendirildi. Durbar Square sonrası Phatan Durbar Square ve en son Katmandunun tepelerindeki Maymunlar Tapınağı.
Katmandu durbar square. Girdikten sonra etrafımız müteşebbis rehberlerle doluyor. "Do you want a guide sir?" soruları eşliğinde bozuntuya vermeksizin( yaşanan ufak sinir patlamalarını saymazsak) ilerliyoruz sanki onuncu kez gelmişçesine tapınaklar arasından. İrili ufaklı onlarca tapınak kocaman bir meydanda toplaşmış, etraf çok kalabalık, turistler, satıcılar, sürüyle rickshaw bisiklet, okul çocukları, saddhular, monklar.. rengarenk.. peşimizden ayrılmayan rehber bozuntuları da olmasa daha keyifli dolaşılacak, ama herifler sümük gibi.. Deli gibi fotograf çekiyoruz.. Turunculu yüzü boyalı saddhular hemen bitiyor yanımızda.. Ellerin biri havada saddhu selamı karşılığı 500 rupi istiyorlar, belki verirsin umuduyla... Ama elbette alamıyorlar istediklerini.. Hava sıcacık, t-shirt le mutluyuz.. çantalar ağır biraz ama olsun varsın.
Ara sokaklara dalıyoruz, yaşam alanlarına, şehir detaylarına.. şak şak çekiyoruz bıkmadan..
bakıyoruz zaman dolmuş, gitme vakti. İstikamet, Phatan Square.. Bizimkilerle buluşma mekanı, dar ve karmaşık yollardan , korna sesleri ve yıldırtıcı trafiğin içinden sıyrılıp mekana varıyoruz.. Az evvelki mekanın bir benzeri, ama daha temiz ve nezih.. Grupla buluşup tanışma merasimlerinden sonra yine sanki yalnızmışçasına makinemizle bütünleşiyoruz, herkes kendi karesinin peşinden gidiyor, ağır bir motivasyon var. Öğle vakti gelene kadar devam ediyor bu, yemek yediğimiz yer, square in ortasında bir binanın teras katında, tatlı bir yer..
Yemek sonrası uzun bir fotograf tartışmasının ardından yollar ayrılıyor. Taksicimiz bizden ayrılmıyor elbette,biz nereye o oraya. Şimdi sırada Maymunlar tapınağı var. Bir çok yerde 365 basamakla çıkıldığı yazıldığı için birer eyvah çekmiştik. Ama cin fikirli şopar taksicimiz bizi bundan kurtarıp neredeyse en tepe noktaya kadar, 82 model suzuki marutisi ile çıkarmayı beceriyor.
Yüzlerce maymunun serbestçe dolaştığı tepe üstüne kurulmuş çok sakin huzurlu ve şahane bir tapınak.Arkada "om mani padme hum om mani padme hum" sesleri dekoru tamamlıyor. Rengarenk Budist bayrakları keyifli bir rüzgar eşliğinde Katmandu şehrini tepeden izleyerek sanki dans ediyorlar. 7 den 70 e onlarca monk dua tekerleklerini çevirip kutsal ayinlerini tamamlıyorlar etrafımızda. Çok keyifli bir tapınak. Kimse hoop ne oluyor ne çekiyorsun kardeşim demiyor. Yüzlerce fotograf çekiyoruz, mutluyuz. Maymunlar son derce arsız, yüzsüz, denyo ve yılık. Tüm ayinlerin ortasında bulunabilme, monkların yemeklerini çalabilme, turistlere yavşama, birbirlerinin bitlerini ayıklayıp, ayıkladıkları bitleri zevkle yeme ve hatta seksüel zevklerini toplum önünde halledebilme haklarını kendilerinde görüyorlar. Kimse de dönüp, naapıyon arrrkadaşım demiyor bu yaratıklara, son derece özgür budist maymunlar bunlar, sevmek istiyoruz komik zevzek kafacıklarını ama national geographic belgesellerinde kıçı ısırılan adamları hatırlayıp uzak durmayı tercih ediyoruz.

2 yorum:

  1. çocuklar iki top bayrak istiyorum ona göre
    valla bi daha ki sefere hep beraber gidelim

    YanıtlaSil
  2. Hande bir daha gitmemek üzere yemin etmek üzere hocam.. napçaz??

    YanıtlaSil