12 Temmuz 2010 Pazartesi

Çok leziz

40 derece sıcak ve binlerce adım olmasa memlekete 100 kilo olarak dönerdik sanırım.. İnsanın burada yedikçe yiyesi, içtikçe içesi geliyor. İtalyan damak tadı tam bizim kalemimiz.. Pizza ve pastaların yanında etler de şahane.. Şaraplara ise diyecek söz , konduracak övgü bulamıyorum :) Sokak aralarına sıkışmış geleneksel toscana mutfağının minicik trattoriaları, osteriaları çok sevimli. Bildiğimiz kareli masa örtüleriyle rahat, özensiz ama son derece şık. Antipastilerle yemege başlıyoruz, bruschetta sız başlangıç yapmıyoruz..prosciutto ağızda dağılıyor.. mmm şahane...crostini di fegatini... ise muhteşem...kaz ciğeri ezmeli bir başlangıç.. yeme de yanında yat...
Şarabımız çoğunlukla chianti, lokantaların kendi ürettikleri şaraplar da mükemmel.. bazen house wine istiyoruz.. her gece şarap içmeden olmuyor..memleketimin başağrıtan şarapları gibi değil.. su gibi içiliyor..  Pastalar primo piatto- ilk yemek- olmasına ragmen biz ana yemek olarak alıp - deniz ürünlü, pestolu, cevizli, av etli, karamelize soğanlı-ardından dolce ye yani tatlıya geçiyoruz.. Ya da ana yemek olarak o kocaman, şişman floransa bifteği... off  ... muazzam ötesi bir tat ve görüntü... bizdeki gibi iyi pişmiş et burada mümkünsüz.. ya kanlı ya orta... aynen olması gerektiği gibi.. eti kavurup öldürmüyorlar.

San Lorenzo daki Zaza nın enginarı, San Niccolo kilisesinin mahzenindeki  Antica Mescita nın 1 kg lık Fiorentina bifteği favorilerimiz..
Yani sözün özü...yiyoruz, içiyoruz, yürüyoruz, görüyoruz, gördüğümüze bakıyoruz, deniyoruz... ve çok seviyoruz..

Bir ekleme yapmak farz oldu.. Bu gece gittiğimiz Ristorante Paoli ..1824 te kurulmuş, klasik toscana mutfağı,.. yaşlı, bilge garsonları ve nefis bir dekoru var.. twitter arkadaşı Gürsel 'in tavsiyesiyle entrecote unu denemeye gittik.. denedik ve parmaklarımızı da yiyerek çıktık..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder